Otizm yaşamın ilk üç yılı içinde ortaya çıkan ve yaşam boyu devam eden, sosyal etkileşim, sözel ve sözel olmayan iletişimde problemler, tekrarlayıcı davranış ve kısıtlı ilgi alanları ile kendini gösteren, karmaşık gelişimsel bir bozukluktur
Bu özel çocuklar çevrelerindeki dünyayı algılamakta bir hayli zorluk yaşıyor. “Otizm, bir eksiklik değil, farklılıktır” diyen doktorlar da genel tedaviler dışında çocukları sporla buluşturmayı seçiyor.
Bu noktada biz de jimnastik eğitmenimiz Fatih Beyoğlu’ndan otizmli çocukları sporla tanıştırmak ile ilgili fikirlerini aldık.
Otizm bilindiği üzere sosyal gelişimi engelleyen, nörogelişimsel bir problem. Çoğu otizmli bireye sahip aile çocuğunun hareketsiz veya fazla hareketli oluşundan şikayetçi. Otizmi yenmenin günümüzde birçok metodu, terapi yöntemi bulunuyor. Ama her yaştan herkesin yapacağı ortak tedavi yöntemi kesinlikle spor. Şahsen ben çocuğun otizmi çok ağır olmadığı takdirde full time spor eğitimi veren merkezlerden ziyade çocuk için haftada 2-3 gün 1’er saatlik ve normal çocuklarla birlikte kaynaştırma halinde eğitim almasından yanayım. Her grupta 1 otizmli çocuğun olması o grubun dinamiğini bozmaz aksine otizmli çocuğun diğer çocukları görerek örnek almasını sağlar. Bu eğitimi planlarken ki önceliğimiz saatlik özel spor eğitimi alması, ders içeriğini kavraması, ortama alışması, eğitmen ile kaynaşması ve bu eğitimi sevmesi olacaktır. Fakat daha önce de söylediğim gibi otizmi hafif, asperger sendromu, down veya dikkat konsantrasyon problemli çocukları full time eğitimden ziyade enerjilerini saatlik aktivitelerle boşaltabilecekleri alanlara yönlendirmek daha doğru. Kesinlikle full time özel eğitim veren merkezleri kötülemek ya da gereksiz oldukları kanısını oluşturmak değil amacım, anlatmak istediğim keşke bu kurumlar gerekli alt yapıyı oluşturduktan sonra sadece durumu müsait çocukları kaynaşarak eğitim alabilecekleri bizim gibi spor merkezlerine teslim etseler ve bu çocuklar normal çocukların arasına karışmayı öğrenebilseler.
Ben erken yaşta sıkı bir eğitim gören otizmli bir bireyin 1-0 önde olduğunu, sporla erken yaşta tanışan otizmli bireyin 2-0 önde olduğunu, erken yaşta kaynaştırmaya başlanmış otizmli bireyin ise 3-0 önde olduğu kanaatindeyim.
Eğitmen olarak benim düşüncelerim bu şekilde ve biliyorum ki otistik çocukları olan ailelerinin en önemli beklentisi de, çocuklarının daha sosyal olması için elden ne geliyorsa yapılması. Gerçekten de şu bir gerçek ki, sporla tanışan çocukların eksik yönleri tamamlanıyor, fazla olan karakteristik yanları da spor disiplini içinde törpüleniyor.
Kurumumuz Go Gymnastic ve ben jimnastik eğitmeni olarak otistik çocuğu olan ailelere her zaman bilgi alışverişi anlamında hizmet vermeye hazırız.
Amacımız herkesi farkındalığa davet etmek ve mutlu daha sağlıklı bireyler yetiştirmek.
Fatih BEYOĞLU